## Marmara Denizi’nin Geleceği Tehlikede: “Eylem Planı Uygulamada Kaldı, Müsilaj Riski Devam Ediyor”
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nin kirliliğinin artarak tehlikeli boyutlara ulaştığını ve müsilaj sonrası hazırlanan 22 maddeden oluşan Marmara Eylem Planı’nın uygulamaya konulmadığını belirtti.
“Marmara Denizi, 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketiyle karşı karşıya kaldı. Ancak bu ilk değildi. Daha önce de müsilaj oluşumları görülmüştü. Ancak 2021 yılındaki felaketin boyutu çok daha büyüktü. Bunun üzerine tüm paydaşlar bir araya gelerek müsilajı ele almak için 22 maddeden oluşan bir eylem planı hazırladı. Bu planın 14 maddesi denizdeki kirlilik yükünün azaltılmasıyla ilgiliydi. Ne yazık ki, bu hedeflere ulaşamadık. Marmara Denizi’nin kirlilik yükü hala aynı seviyede. Eylem planı kağıt üzerinde kaldı. Önlem alınmazsa, Marmara Denizi’nin ekosisteminin geleceği tehlikede. Bu deniz, yararlanılamaz hale gelebilir.”
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nin çevresinde 25 milyon insan yaşadığını ve bunların atıklarının sadece yarısının arıtıldığını vurguladı. “Geri kalanı ne yazık ki denize boşaltılıyor. Türkiye’nin yarısına hizmet veren endüstrilerin de atıkları bu denize akıyor. Tarımsal atıklar, denizcilik atıkları… Hepsi birleşerek Marmara Denizi’ni kirletiyor. 2021 yılında ne kadar kirletiyorsak, şu anda da aynı seviyede kirletiyoruz. Eylem planı bu kirliliği azaltmayı hedefliyordu, ancak başaramadık. Bu nedenle müsilaj riski, Marmara Denizi’nin üzerinde bir kılıç gibi sallanıyor. Bu tehlikenin tekrarı kesin. Müsilaj, zamanı meçhul bir ekolojik felaket. Bilim verilerine göre, Marmara Denizi’nin çevresindeki yerel yönetimler ve sanayi kuruluşları yeterli önlemleri almıyor. Kontrol mekanizmaları yetersiz çalışıyor. Bu kirlilik devam ederse, Marmara Denizi her geçen gün daha da bozulacak. Balıklar azalacak, denize girmek daha riskli hale gelecek. Bu nedenle kirliliği azaltmak için acil ve etkili önlemler alınması gerekiyor.”
Prof. Dr. Sarı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle yürütülen “Marmara Projesi”nin sonuçlarına dikkat çekti. “Proje, müsilajın balık türlerine etkisini araştırdı. Sonuçlar gösteriyor ki, müsilajdan önceki balık bolluğunda yüzde 25 oranında bir azalma olmuş. Balık türleri de azalmış. Özellikle soframıza gelen hamsi, istavrit, lüfer, sardalya gibi balıkların popülasyonlarında önemli bir düşüş yaşandı. Oksijen azalması nedeniyle köpekbalığı ve vatoz balıkları derinlerden kıyıya doğru hareket etti. Bu durum, onların bolluklarının arttığı anlamına gelmiyor. Derinlerde oksijen kalmadığı için kıyıya doğru göç ediyorlar. Bu nedenle ağlarda daha sık karşılaşıyoruz. ”
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nin geleceğinin tehlikede olduğunu ve kirlilik yükünün azaltılması için acil eylem planlarının uygulanması gerektiğini vurguladı.