## Türk Sanayisinin Duayeni Can Kıraç, 97 yaşında hayata veda etti
“Hayattaki akraba, dost ve çalışma arkadaşlarıma veda ediyorum.” Bu yürek burkan sözler, Türk sanayisinin “duayen profesyonel”i olarak bilinen Can Kıraç’ın son sosyal medya paylaşımıydı. Kıraç, 97 yaşında hayata gözlerini yumdu.
1927 yılında Ankara’da doğan Kıraç, Galatasaray Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirdi. 1950’de Koç Holding’e katılan Kıraç, kısa sürede holdingin kurucu kadrosunda yerini aldı. 1991 yılında emekli olarak holdingden ayrıldığında ise iş dünyası onu, ‘sadık profesyoneller çağı’nın son temsilcisi olarak görüyor, engin deneyimlerine saygı duyuyordu.
Kıymetli dostu merhum İshak Alaton’un kızı Leyla Alaton, Kıraç’ın bilgi paylaşımında cömertliğini şöyle anlatıyor: “O, deneyimlerini aktarmaktan büyük bir mutluluk duyardı. Gençlere verdiği eğitimlerden sosyal medya paylaşımlarına kadar, bilgisini her zaman paylaşmayı severdi.”
Leyla Alaton, Can Kıraç’ın vefatına ilişkin duygularını Hürriyet’e şöyle ifade etti: “Biz çok iyi bir ikiliydik. Ben çok gençken, o yeni emekli olmuştu. Gençlere konferanslar vermeye giderdik. İzmir’e, Ankara’ya seyahat ederdik. Hem çok eğitici hem de çok eğlenceliydi. Çok güzel, sempatik bir ikiliydik.” Alaton, Kıraç’ın müthiş mizah duygusuna ve hayatın tadını çıkarma yeteneğine vurgu yapıyor. “O çok özel bir adamdı. Kendisiyle dalga geçmeyi, kartpostallarını çok severdim. Çok güzel bir hayat yaşadı. Fikirlerini ve tecrübelerini paylaşmaktan hiç çekinmezdi. Örnek bir profesyoneldi. Şimdi sanayici yanında eskisi gibi Can Kıraçlar bulamıyor. Bugünkü yönetim anlayışı çok farklı. Artık kimse 40 yılını tek bir şirkette geçirmiyor. Günümüz bunu gerektiriyor.”
Can Kıraç, fikirlerini paylaşmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Kendi adını taşıyan sitesinde de hayat hikâyesini kaleme almıştı. “1927 yılında Ankara’nın Etimesut’unda, şimdiki adı Atatürk Orman Çiftliği olan topraklar üstünde dünyaya geldim” diyen Kıraç, Atatürk’e duyduğu hayranlığı da sık sık dile getirmişti. Sitesinde Atatürk ile ilişkisini şöyle anlatıyordu: “Babam Ali Numan Kıraç ziraat mühendisiydi ve o yıllarda Gazi Mustafa Kemal’in emrinde Gazi Çiftliği’nde görev yapıyordu. Ben, böyle bir ortamda dünyaya gelmekten ötürü iki şekilde ödüllendirilmiş oldum! Birincisi, ismimi Can olarak Mustafa Kemal Paşa vermiş. İkincisi, babamın Eskişehir’deki ‘kuru ziraat’ çalışmalarından dolayı soyadımız da Atatürk tarafından Kıraç olarak bizlere onur kazandırmış. Çocukluğum bütünüyle Eskişehir’de çiftlik hayatı içinde geçtiği için toprakla kucak kucağa yaşadım! Meslek olarak baba uğraşı olan ziraat eğitimini seçmem de bu yaşam şeklinden kaynaklandı.”
Can Kıraç, hayat hikayesinde ‘Koç’un Can’ı olarak anılmaktan hiçbir zaman rahatsızlık duymadığını da anlatıyordu. Emekli olduğunda Süleyman Demirel’in kendisine politikaya girmesi için teklifte bulunduğunu da belirten Kıraç, “1991 yılında Süleyman Demirel’in politikaya girme davetini kabul etmeyerek ‘başkanlık tutkumu’ söndürdüm ve 1991 sonunda da kendi isteğim ile 41 yıllık profesyonellik hayatımı noktaladım” demişti.
Can Kıraç, Türk sanayisinin değerli isimlerinden biri olarak anılacak, deneyimleri ve fikirleri ile gelecek nesilleri etkilemeye devam edecektir.