Adalet Bakanı Yılmaz Tunç CNN Türk canlı yayınında kira artışına ilişkin açıklan davalar ve süresiz nafaka konusu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “AK Parti’nin 22. yılını kutluyorum. Kuruluştan bu yana emeği geçen tüm parti mensuplarına şükranlarımızı arz ediyorum.
Vefa kavramı çok önemli. AK Parti’yi kurup bugünlere getirenler büyük bir iş yaptı. AK Parti Cumhurbaşkanımızın Erdoğan’ın birkaç arkadaşıyla bir araya gelip masa başında parti kuralım milletten destek isteyelim diye kurulan bir parti değil. AK Parti’yi kuran milletimiz. Parlamenter sistemin yol açtığı krizlerden kurtulmak isteyen milletimiz, sıkıntılardan kurtulabilme çaresi aradı milletimiz. O dönemde İBB CHP’nin elindeydi. İstanbul’da suları akmayan, çöpleri toplanmayan, Haliç’in durumunu o zaman yaşayanlar bilir. Cumhurbaşkanımız 4.5 yılda İstanbul’u yaşanılabilir hale getirdi. Vesayetçi anlatışın şiir okuduğu gerekçesiyle hapse atılması sonrasında da milletimiz Erdoğan, bu ülkenin başbakanı olursa ülkenin kronikleşmiş sorunları çözülür dedi.
Bankaların battığı, ekonomik krizlerin olduğu bir dönemdi ve AK Parti kuruldu, kurulduktan 14 ay sonra da iktidara tek başına geldi. Kuruluşta da vesayetçilerin kapatma davasıyla başbaşa kaldı. Kurucuları arasında baş örtülü birisi olduğu için kapatma davası açıldı. Cumhurbaşkanımızın milletvekilliği adaylığı düşürüldü. Genel başkanı milletvekili adayı olmayan bir parti seçime girdi ve millet tek başına iktidara getirdi.
Ülkemizin 81 vilayetinin tüm şehir ve köylerinde çok önemli eserler ortaya kondu. Havalimanları, barajlar, hızlı trenler gibi büyük devasa yatırımlarla fiziki kalkınma yakalandı.
21 yılda fiziki kalkınma, altyapı yatırımları yapmakla kalmadık. Demokrasimizi güçlendirmek gibi hem hukuk devletini güçlendirme gayesi içinde olduk. Anayasayı uygun hale getirdik, yargı birliğini sağladık. Hedefimiz yeni anayasa. Yeni anayasa hedefimiz her zaman baki. Bu süreç içinde demokrasi güçlenirken çok sayıda da saldırıyla karşı karşıya kaldık. e-Muhtıra, AK Parti’ye kapatma davası, gezi olayları, 15 Temmuz, 17-25 Aralık, tüm bunlar demokrasiye müdahale girişimleriyle bunlara geçit vermedik. Bugünlere kadar geldik. Dış politikada adaletli, dengeli ve hakkaniyetli dış politikayla söz sahibi olmaya devam edeceğiz.
KİRALAR İÇİN YENİ ADIM ATILACAK MI?
Kira konusu geçen yıl kiralardaki fahiş artış nedeniyle borçlar kanuna ek madde eklenmiş, kira artış oranı yüzde 25’in üzerinde olamaz denilmişti, konut kiralarında. Bu hüküm konulmuştu. 1 Temmuz itibarıyla süre dolmuştu, ikinci kez yüzde 25’lik sınır korundu.
Hukukun önemli ilkelerinden biri zayıfı koruma ilkesidir. Genel olarak bu hüküm genel bir hüküm. Kanun ev sahibine yüzde 25’ten fazla artıramazsın. Eğer geçen yıl fahiş artışlar söz konusu oldu. Normal olmayan artışlardı bunlar. Kanun koyucunun tedbir alması gerekiyordu. Kiracıyı özellikle bu zor durumdan kurtarabilecek mevzuat düzenlemesi anlamında bu 1 yıl daha uzatılmış oldu. Arabuluculuk sistemi 1 Eylül itibarıyla başlayacak.
Yüzde 25’i kabul etmeyen ev sahipleri olmuştur, bunların hepsi hukukun içinde yargının çözeceği konular. Biz dostane şekilde arabuluculukla çözmeye başlıyoruz. Kiracı ya da kiralayan diyelim ki kiralayan kiracıyı tahliye ya da kirada artış yapmak istiyor. Bu durumda dava açmadan önce arabulucuya gidecek, uzlaşma olmazsa o takdirde dava açacak.
Uzlaşma sağlanırsa tutanak tutuluyor, ilan yerine geçiyor, anlaşamazlarsa yine tutanak tutulup yargıya intikal ediyor. Kanunda belirtilen sürelerde anlaşma sağlanamazsa çok uzun bir süre değil, anlaşılamama durumu olursa bir aylık gecikme süresi olur dava açmak için.
SÜRESİZ NAFAKA KONUSU HAKKINDA
Aile hukukunda arabuluculuğu getirme çabamız var. Akademisyenler ve uygulayıcılarla geniş çaplı bir sempozyum gerçekleştirilecek ve aile hukuku tüm yönleriyle ele alınacak. Nafaka, boşanma, boşanmada tazminat, velayet vs.. geniş çerçevede ele alınacak.
İnfaz düzenlemesinde kovid izninde olan hükümlüler var, 120 bin hükümlü izindeydi. Pandemide çıkmıştı 3 yıldan bu yana uygulandı, izinde geçirdiler. 31 Temmuz itibarıyla bu süre sona erdi. Buna göre denetimli serbestliğine 5 yıldan az kalanlar cezalarını dışarıda infaz etmeye devam edecek. 5 yıldan fazla olanların cezaevine dönmesi çağrısı yapıldı. 5600 civarında çek yükümlüsü vardı. 4400 civarındakiler para cezalarını ödedi ve cezaevine girmekten kurtuldular. Çek bedelinin yüzde 10’unu peşin ödemek kaydıyla geri kalan kısmını 15 taksit 2’şer arayla 30 ay vadeye yayıldı. Çek suçu daha önce dolandırıcılık olarak uygulanırdı. Çeke hapis cezası değil de adli para cezası getirildi, adli ceza ödenmeyince hapse dönüşüyor. Çek borçlarını son raddede ödeyenlerin yüzde 80’i kurtuldu.