Konya’nın Karatay ilçesindeki Kızılcakuyu, Karadona ve Akbaş mahallelerinde orman muhafaza memuru olarak görev yapan Ahmet Akdeniz (76), üç köyün yollarını, cami bahçelerini ve mezarlıklarını on binlerce badem, dut ve vişne ağacı ile yeşillendirdi. Beş çocuk babası Akdeniz, emekli olduktan sonra memleketi Taşkent ilçesi Balcılar Mahallesi’ne döndü. Eşi Selime Hanım yaşlılığa bağlı hastalıkları nedeniyle Konya’daki çocuklarının yanında kaldığı için Akdeniz yalnız yaşamaya başladı. Yalnızlığına rağmen doğaya olan sevgisi hiç azalmadı. Mahallesinin etrafına, yol kenarlarına, mezarlıklara, dağ ve tepelere ağaç dikmeye devam etti.
“Görev yaptığım köylerde hafta sonları boş durmak bana çok zor geliyordu,” diyor Akdeniz, “Köy halkına çevredeki dağlara badem ekme fikrini sundum. ‘Eğer bir gün gidersem, bu ağaçlar beni hatırlatır,’ dedim. Ama onlar su sorunu nedeniyle benimle aynı heyecanı paylaşmadı. Bunun üzerine tüm ağaçları kendim diktim.”
Akdeniz, diktiği ağaçların sayısını tam olarak bilmiyor olsa da 30 binden fazla olduğunu söylüyor. “Tabiat aşığı bir adamım,” diye ekliyor, “Ölürsem bu ağaçlar beni hatırlatır dedim. Bir dağın yamacını tamamen ağaçlandırdım. Aradan zaman geçti, Konya’ya döndüm. Orada tanıdıklarım beni görev yaptığım köylere götürdü. ‘Şu ağaçlara bir bak’ dediler. Bir baktım, her yer orman olmuş. ‘Dikenden Allah razı olsun’ dedim. ‘Bu ağaçlar senin diktiklerin’ dediler. Orada Allah’a hamdettim. Emekli olup kendi köyüme döndüm. Balcılar köyünün etrafına meyve ağaçları ve meşe palamudu diktim. Buradaki mezarlıkta her bir mezarın yanına vişne, dut ağacı diktim.”
Diktiği ağaçların meyvelerini insanların ve hayvanların yiyebilecek olması Akdeniz’i mutlu ediyor. “Yoldan geçen çocuklar, hayvanlar yiyecek diye bu görevi üstlendim,” diyor, “Orman bekçisi olduğumda üç köyde çalıştım. Oradan insanlar beni arayıp, ‘Sen gittin ama diktiğin ağaçların olmasa seni unuturduk’ diyorlar. O ağaçlar kuruyuncaya kadar çoluk çocuk meyvesini yer, beni hatırlar. Bu dünya gelir, geçer. İnsan eseriyle anılır. Esersiz insanı kimse anmaz.”
Akdeniz’in hikayesi, doğaya olan sevgi ve özverinin nesilden nesile aktarılabilecek bir miras bırakabildiğini gösteriyor. Onun diktiği her ağaç, sadece bir yeşil alan değil, aynı zamanda geleceğe umut ve güzellik taşıyan bir anı.