## Türkiye’nin Deprem Tehlike Haritası Yenileniyor: Bilim İnsanları, 2025’e Kadar Tüm Diri Fayları Haritalayacak
6 Şubat depremlerinin ardından Türkiye’nin deprem riskini daha iyi anlamak ve gelecekteki olası felaketlere karşı daha hazırlıklı olmak için dev bir çalışma başlatıldı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, 22 üniversite, 100 araştırmacı ve 90 öğrenciyle oluşturulan bir ekibin, Türkiye’nin tüm aktif diri fay hatlarını 2025 yılına kadar haritalayacağını açıkladı.
Bu kapsamda kurulan “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu”, AFAD, MTA ve Türkiye Belediyeler Birliği ile işbirliği içerisinde çalışıyor. 19 ayrı noktada 128 diri fayda sürdürülen “Türkiye Paleosismoloji Arastirmalari Projesi (P/SISMOTÜRK)” kapsamında, ekipler son 10 aydır yoğun bir şekilde çalışıyor.
Pazarcık’taki depremin merkez üssünü ziyaret eden TÜBİTAK Başkanı Mandal, “Bilim temelli çözümler için gece gündüz çalışıyoruz” diyerek, yaşanan felaketin acısını unutmadıklarını ve geleceğe yönelik önlemler almak için kararlı olduklarını vurguladı. Mandal, “2025’e kadar Türkiye’nin tüm aktif fay hatlarının paleosismolojik haritalarını çıkaracağız ve bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşacağız” diye ekledi.
Bu çalışmada dikkat çekici bir gelişme de Narlı fayı üzerinde gerçekleşti. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Narlı fayının 6 Şubat depremlerinde kırılmadığını, ancak yeni bir fay hattının oluştuğunu belirtti. Bu yeni fayın Doğu Anadolu Fayı’na bağlı olabileceği düşünülüyor.
Projede yer alan diğer bilim insanları ve öğrenciler de bu önemli çalışmanın heyecanını paylaşıyor. Fırat Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Ercan Aksoy, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden gelen bilim insanlarının bir araya gelmesinin sevindirici olduğunu ifade etti. Doktora Bursiyeri-Jeoloji Yüksek Muhendisi Büşra Yerli ise mesleğinin ilk yıllarında bu önemli projeye dahil olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti.
Türkiye’nin deprem riskini en aza indirmek için bilimsel çalışmaların önemi bir kez daha vurgulanırken, bu kapsamlı proje, Türkiye’nin deprem direncini artırmak için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.